İstiklâl Marşı

The Istiklal Marsi ( استقلال مارشی /, freedom 'or' independence march ' ) since 12 March 1921, the national anthem of the Republic of Turkey and - since its declaration of independence in 1983 - the Turkish Republic of Northern Cyprus. Before unification with the Republic of Turkey in 1939, the march was also the national anthem of the State of Hatay, today's Turkish province of Hatay. The text is by Mehmet Akif Ersoy the poet, the music of Osman Zeki Üngör. Text and music of the Istiklal Marsi were a contest. The Armenian origin Turk Edgar Manas arranged the orchestral version of the anthem.

History

The independence march was determined on March 12, 1921 as the national anthem. Previously, they were looking for in a competition for the best solution for the national march. The text is written Mehmet Akif Ersoy, the poet. 24 composers participated in another competition for the selection of music in which the melody won by Ali Rifat Çağatay. Eight years later, they chose a different tune and sings the anthem since then into a composition of the conductor of the Symphony Orchestra of the President, Zeki Üngör.

Only the first two verses are sung as an anthem.

The independence march

Translation of Eduard Zuckmayer:

" Be comforted, the morning star to broke, In the new light blows our Fahn '. Yes, you shall blow, As long as a last home still stands, A stove smokes in our country. You are our star, you forever radiance, You are our, your, we are all about. Not applicable ' thy face from us, O Crescent, eternally triumphant usual. Bills us friendly And give us peace and happiness, The hero people that you consecrated his blood. True freedom us, for which we glow, Highest good of the people, once freed himself. "

Original text in Turkish

Istiklal Marsi

Korkma, Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde bags en ​​son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; Benimdir O, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey Nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir valid! Ne bu bu şiddet celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal, Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin, istiklal! Ben Ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım; Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım; Yırtarım Dağları enginlere, sığmam, Tasarim. Garbin afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim gibi iman dolu göğsüm serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir Imani Bogar. " Medeniyet! " Dediğin tek Disi Kalmis canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakin! Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca Akın. Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak'kın; Kim bilir, belki Yarin, belki yarından because yakın.

Bastığın yerleri " toprak " diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen Şehit oğlusun, incitme, yazıktır Atani; Verme, dünyaları ALSAN since bu cennet Vatani. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Cani Canani, bütün varımı AlSiN because Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun send ilahi, Suður ancak emeli; Değmesin mabedimin göğsüne na - mahrem eli! Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli O zaman vecdile 'm secde eder varsa tasim; Her cerihamdan, ilahi, boşanıp Kanlı YASim, Fışkırır ruh -i mücerret gibi Yerden Nasim; O zaman yükselerek ARSA Değer belki Basim! Dalgalan sen de şafaklar gibi ey Şanlı hilal; Olsun Artik dökülen kanlarımın hepsi helal! Ebediyen sana yok, yok ırkıma izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!

420401
de